Kürklü Venüs / Leopold Von Sacher-Masoch İncelemesi


Ah evet Kürklü Venüs. Hani şu kendi içinde meşhur kitap. Ama kimsenin okumaya nedense yanaşmadığı bir kitap. Bu durum beni kitaba daha da çok yaklaştırmıştı. Yapım sebebiyle kenarda köşede olan kitapları keşfetmeyi daha çok sevdiğimden bu derin kucaklaşmayı büyük bir heyecanla karşıladım. Kitapçı da kitabı elime aldığımda kitabın müthiş büyüsü beni derinden sarmaya başlamıştı bile. Çünkü arzu ve tutku, mazoşizmin doğuş nedeni ve algılanması bu kitabın içinde saklıydı. Kitabı almaya karar verdiğimde bütün ön yargılarımı bir kenara bıraktım. Bu kitabı alıp okumalıyım dedim. Çünkü ön yargı her zaman kaybettirirdi. Fakat bu kadar insan nasıl bir ön yargının kurbanı olmuştu bunu anlamakta inanın güçlük çektim. Kitabı okuduktan sonra ön yargılı olan insanların neler kaybettiğine üzülmedim değil.

Kitabın kadın erkek ilişkilerinin temelini oluşturan öğeler taşıyor olması beni kitaba bağlayan ana unsurlardan biri oldu. Kitaba öyle bir sarıldım ki bu kitabın posteri asılmalı diyemeden edemedim. Bu sözleri Sokrates’in Savunması ve Genç Werther’in Acıları içinde söylemiştim. Ama şimdi bu kitap içinde söylüyordum. Şaşırmadım değil bu kitabın bu kadar vurucu olabileceğini hiç tahmin etmiyordum. Ta ki, kitabı okumaya başlayıncaya kadar.

Kitaba dönecek olursak; Wanda Von Dunajew gizemli bir gecede gelen kanatsız bir melek gibi içinize süzülüyor. Sizi seviyor kutsuyor. Wanda karakteri kadının doğasındaki o gizemli kalmış yanları size fazlasıyla gösteriyor. Bunu kitabın her yerinde duyumsuyorsunuz. Kitap sizi asla yarı yolda bırakmıyor. Sürekli içinizde yaşıyor. Kırbaç sesleriyle yatıp, Gregory sesiyle uyanıyorsunuz.  

Yazarın dilini klasik anlatımdan dolayı Goethe’nin diline çok yakın bulmakla birlikte Genç Werther’in Acılarını okuduğumdaki aldığım lezzet kadar hatta üstüne basarak söylüyorum daha fazla doyum aldığım bir kitap oldu. Kitabın harfi harfine gerçek hayattan alınması Yazarın “Severin” karakteriyle bir anlamda kendini anlatması ve kitabın içindeki sonsuz aşk acısı kitabı Everest’e çıkaran olgulardan biriydi bana göre. “Wanda von Dunajew” karakteri gizemini koruyan ama kitabın sonunda daha iyi anlayacağınız bir karakter. Soru işaretleri devam ediyor. Ama devam etmek zorunda.

Bazı kitapları iyi ki alıp okumuşum diyorum Kürklü Venüs bunlardan biri oldu… Eğer bugün bir işiniz yoksa kitapçıya gidip ısrarla isteyin. Veya internetten alıyorsanız sepete atın. Kitabı gördüğünüz yerde kalmaz ümidiyle ilk alan siz olun. Şahsen ben tükenen baskıların uzun süre gelmediğini görünce keşke gördüğümde alsaydım dediğim çok kitap oldu. Bu kitabı okuyun. Kırmızı bir kitap hemen orda duruyor. İçi beni, dışı sizi yakar. Kitabın içinde bir adamın aşk dolu yakarışları acıdan kıvranışları var. Bu adam bütün âşık adamların özeti gibi. Bu adam Severin karakteriyle karşınıza çıkıp Gregory oluyor. Bu adam hem Gregory hem âşık. Bu adam aşkı için her şeyi yapmaya hazır. Bu adam bütün adamlar gibi aşka inanıyor.

Uzun bir yazı oldu ama başka türlü anlatamazdım. Umarım faydalı olmuştur. J Keyifli okumalar olsun…


Son Olarak Wanda seni hiç unutmayacağım. Şeytan seni! 


Alıntılar



"Tanrı onu cezalandırdı ve bir kadının ellerine teslim etti" diye tekrarladım kendi kendime. Peki, Tanrı'nın beni cezalandırması için ne yapmalıyım?

......................................................................................................................

"Seven erkek için, sevdiği kadının sadakatsizliğinden daha büyük bir gaddarlık var mıdır?"

......................................................................................................................

"Güç insanı kibirli yapar"

......................................................................................................................

"ama her erkek... bunu gayet iyi biliyorum... aşık olduğunda... güçsüz, kolay eğilip bükülen, gülünç biri oluyor, kendisini kadının ellerine sunuyor, kadının önünde diz çöküyor, bense, önünde diz çöktüğüm adamı ebediyen sevebilirim sadece."

......................................................................................................................

"Bir kadına tapabilmeyi istiyorum, ve bunu da sadece, bana karşı gaddar olursa yapabilirim."

......................................................................................................................

"Kürk bir kadına otoriter, etkileyici bir hava katıyor."

......................................................................................................................

"Bir evlilik sadece eşitlik ve hemfikir olmak üzerine kurulabiliyorken, en büyük tutkular görüş ayrılıkları sayesinde doğar."

......................................................................................................................

Hiç gereği ve hiçbir gerekçesi olmadığı halde annesi tarafından doğar doğmaz sütanneye terk edilmiş, babasından hiç bir zaman gerçek sevgi görmemiş yazarın gözlerini ebediyen kapamadan önceki son sözlerinin, "Aimez moi - Sevin beni" olması çok anlamlı..

......................................................................................................................


"Tanrı onu cezalandırdı ve onu bir kadının ellerine teslim etti." Judith 16:7

......................................................................................................................


"Hayalini kurduğum bütün bu şeylerin sizin doğanızda olduğuna inanıyorum."

......................................................................................................................


"Gerçekten komik esin perisi, gülen maskenin altında gözyaşları akıtandır."

......................................................................................................................

"Arkadaşım sizi nasıl sevebildiğimi anlamıyor, sizi ne yakışıklı buluyor ne de öyle özel bir çekiciliğiniz olduğunu düşünüyor, üstelik bana sabahtan akşama kadar başkentteki parıltılı, havai yaşamı, orada hangi şartlarda yaşayabileceğimi, bulabileceğim zengin talipleri, benden şüphesiz büyülenecek asil, yakışıklı aşıkları anlatıyor. Ama bütün bunların ne faydası var ki, sevmişim sizi bir kere."


......................................................................................................................

Yorumlar